“Küresel Isınma” her alanda çok önemli bir PR projesi.
Zaten bu evrensel problemimiz de ilerleyen teknoloji ve onun konforu sayesinde hızlanmadı mı?
Eylül sayısında Ekotronik bölümünde 24 dizisinin yedinci sezonda küresel ısınmayla mücadeleye girişmesiyle ilgili yazımı hatırlatayım. Sezonun çekimlerinde güç tüketiminden, ekiplerin araç transferlerine, iç yazışmalara kadar her şeyi düşünen FOX TV kanalının, prodüksiyon boyunca karbon salınımını azaltmaya yönelik yeni bir programlama yaptığından bahsetmiştim. Hatta “Küresel ısınma ile mücadele konusunda umarız diğer diziler ve milyonlarca izleyenleri de, kahramanımız Jack Bauer’dan esinlenir.” demiştim. Jack gibi post-modern bir süper kahraman nelere kadir.
Geçtiğimiz ay 04-10 Kasım haftasının “NBC Universal Green Week” ilan edilmesinin haberleri, bizimkisinde olmasa da, tüm dünya basınında geniş olarak yer aldı. NBC Universal'in “Yeşil Evrenseldir” (Green Is Universal) girişiminin “yeşil temalı” içeriği bir hafta boyunca 150 saati geçti. Global bir sorun hakkında yapılan ilk büyük medya girişimi olan bu sosyal hizmet kampanyası, çevre-temalı yepyeni reklam spotlarının tüm medya platformlarında aynı anda yayınlanmasıyla başladı. Yeşil Haftası’nda küresel ısınma, kirlilik ve geri dönüşüm konularına odaklanan kampanyanın, her yaştan izleyicinin dikkatini çekmesi için küçük sürprizler de hazırlandı. İzleyenlerin bireysel olarak fark yaratabilecek önlemlere başvurması için yayın içeriğinde özel programların da yayınlandığı TV, radyo ve internet gibi çeşitli medyalarda, “çevremizi nasıl yeşil yapar ve koruyabiliriz?” hakkında bilgiler yer aldı.
Tüm dünyada izlenen dizilerin ve aktüel programların içersinde, standart akışını ve hikayesini bozmayacak biçimde dikkat çekici mesajlara, diyaloglara yer verildi. Güncel olarak izlediğim dizilerin, “Yeşil Hafta”’da yayınlanan bölümlerinden detaylarına girmeden “spoiler”sız birkaç örnek vereyim. Tüketici elektroniği mağaza zinciri “BuyMore”da çalışan sıradan bir teknoloji “ineği” iken CIA ve NSA ile birlikte operasyonlara katılan “Chuck”, bir görev sırasında Stanford Üniversitesi’ni ziyaret ediyor. Kampusun bahçesinde çevreci öğrenciler ağaç fidanları satarak, çevreyi yeşillendirmek üzerine insanları bilgilendiriyorlar.
Zamanda yolculuk yaparak insanlara yardım eden Gazeteci Dan’in maceralarını konu alan “Journeyman”, yine “Chuck” gibi bu sezon başlayan yeni bir dizi. Kahramanımız teneke kutular ve şişelerden oluşan çöp torbasını, çevreye yardım etmek için geri-dönüşüm konteynırına götürmek üzereyken zamanda geriye, 90’lara gider. 10 sene önce pek bir şey ifade etmeyen, elindeki teneke-şişe dolu çöp torbasının ne anlama geldiğini anlatırken, geri-dönüşümün çevre için önemli olduğunu vurgular. Bir başka bilim-kurgu dizisi ise 70’lerin ünlü TV dizisi Biyonik Kadın’ın yeni uyarlaması “Bionic Woman”’. Kızımız Jamie, çevre bilinci oluşturarak daha yeşil olmanın önemini desteklemek için düzenlenen uluslararası bir galaya katılıyor. “My Name Is Earl”’de hapishane mahkumları çocuklara çevre üzerine nasihatler verirken, “Las Vegas” dizisinde Montecito otelinin suitleri “yeşil”lendiriliyor, eğlenceli hastane dizisi “Scrubs”’ın çılgın hademesi kendine CEO (Chief Environmental Officer) makamını uygun görerek hastaneyi daha “yeşil” yapmaya çalışıyor.
Kafalarda gerçek anlamda “Toplumsal Bilinç” yaratmak için, insanları sevdikleri şeylerle baş başa iken yakalamak gerekiyor artık. Türkiye’de ise umarım, bizim yerli dizilerin “esin kaynağı” olan yabancı dizilerden bu sefer ilham alınır da, Türk TV kanalları böyle ses getirecek projelere imza atar.
Seda İrengü Özmen / Home & Technology Aralık 2007
Agora / Editör