Geleceğin teknolojileri için bilim insanları neler tasarlıyorlar? Teknoloji sevenleri heyecanlandıracak gelişmeler için çalışmaları hızla devam ediyor ve karşımıza kağıt inceliğinde gerçek renkli ekranlar çıkıyor: OLED
Likit soğutmalı dizüstü bilgisayarlardan, tamamen dokunma-duyarlı monitörlere, kalem şeklinde açılır kapanır e-gazetelerden, hem dijital kamera hem de mobil telefon işlevi gören güneş gözlüklerine kadar prototip olarak uyarlaması yapılmış. Bütün bu futuristik teknoloji ürünleri, geleceğin hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını ve zenginleştireceğini, keşif sahasının da ne kadar geniş olduğunu gösteriyor. Gözün algıladığı görüntüyü birebir gerçeklikte ve berraklıkta gösterebilen görüntü birimleri ise çözünürlük bakımdan büyürken aynı zamanda mikro boyutlarda küçülerek ince, hafif tasarımlarıyla hayatımızın her alanına girebiliyorlar.
1960’larda geliştirilmeye başlanan plazma ekranlar, düz panel görüntü birimi endüstrisi için teşvik edici anahtar oldu. Kısa sürede ilerleyen uzak ve yakın projeksiyon teknolojilerindeki gelişmeler sonucu görüntü birimi sektörü neredeyse her yıl yeni bir uygulama bilimini karşımıza çıkarıyor. LCD, TFT, plazma, likit teknolojileri ile, büyük ekranlardan en küçük ekranlara kadar geniş yelpazeye sahip olan görüntü birimleri çok gelişmiş elektronik tutkunlarına yeni bir teknoloji sunmakta: OLED
Organik Işık Yayan Diyot, kısaca OrganikLED (Organic Light-Emitting Diode), kendinden ışık üretebilen pikseller içeren yeni bir görüntü birimi. OLED görüntü biriminde iki şarj edilmiş elektrotun arasında bir karbon tabanlı film bulunuyor. Görüntü için gerekli olan ışık organik tabakalardan oluşan orta katman tarafından elektrotlar yardımıyla üretiliyor. Bu teknolojisi sayesinde likit kristal ekranların (LCD) yada diğer birimlerin teknolojisinde kullanıldığı gibi ışığı yansıtma ya da geçirme yöntemini kullanmıyor.
Yani diğer görüntü birimlerinde olduğu gibi arka plandan gelen ışık kaynağına gerek kalmıyor. Dolayısı ile daha az enerji tüketiyor ve %20 daha ucuza mal oluyor. Hem LCD panellerinden 2 kat fazla parlaklık sağlayabilmekte hem de LCD panellerinin yarı ağırlığındadır, çok ince tabakalar halinde üretilebilir bir teknolojiye sahiptir. OLED sayesinde çok daha ince bilgisayar ekranları yapılabilecek. Bu özellikleriyle sağladığı performansı ve tasarımı konusunda monitör, dijital fotoğraf makinesi, cep telefonu ya da başka bir cihazın daha net görüntü verebilmesi ve daha ince dizayn gibi bazı avantajlar sağlıyor. 100 dereceye kadar olan sıcaklıklarda çalışmasına devam edebiliyor ama, sabit voltaj altında belirli bir süre çalıştıktan sonra parlaklığı yarıya düşüyor. Geçen yılın üretimlerinde yapılan ölçümde mavi renkte 10.000 saat, kırmızıda 40.000 saat dayanmakta olduğu ortaya çıkmıştı.
Elektronikte inorganik madde kullanımı gitgide artmakta; Silikon, alüminyum, germanyum, bakır ve silikon dioksit. Şimdi de son olarak organik maddeler kullanılmaya başlandı. OLED teknolojisi ilk olarak Kodak firması tarafından 90’ların başında oluşturularak uygulanmaya başlanmış, daha sonra Pioneer, Samsung, Sanyo ve TDK gibi devler Kodak’dan lisans alıp teknolojiyi kendi ürünlerine entegre ederek gelişmesinde etkili olmuşlardır. Yüksek netliğe sahip görüntüyü gerçeğe yakın hale getirebilen OLED teknolojisi ile her açıdan parlak, duru ve net resimler, akıcı doğrudan hareketli video görüntüler gerçek hayatta olduğu gibi görünmelerini sağlıyor.
Tanım bakımından LCD teknolojisine benzemeyen OLED görüntü birimleri, ışık yayan organik yarıiletkenlerden oluşan, yüksek karşıtlık ve kısa karşılık verme süresi ile birleşen geniş görüş açısı sağlayan ileri teknoloji sunmakta. Şimdiden dijital kameralar, fotoğraf makineleri, cep telefonları, Palm gibi mobil cihazlar OLED teknolojisi ile geliştirilmiş küçük ekranlara sahip. Bu yeni teknolojiyi televizyonlar ve bilgisayar monitörleri gibi daha büyük biçimlere uygulamak için dünyanın lider görüntü birimleri kuruluşları birbirleriyle yarış halindeler. Çünkü, henüz daha büyük ve geniş ekranlarda organik görüntü birimi entegre edilememiş durumda. Bu sebeple dünyanın ilk 40 inç renkli OLED TV’sini yapan Epson’u tebrik etmemiz gerekiyor. Ardından Samsung’un 17 inç monitörü ve Phillips’in ise 13 inç monitörü uygulama olarak gösterime sunuldu.
Seiko Epson’un OLED teknolojisini kullanarak bir ilki gerçekleştirdiği 40 inç ekranı, 1280 x 768 piksel (WXGA) çözünürlükte olan ve gerçekliğe daha yakın olmasını sağlayan 260.000 rengi barındıran prototipini 2007 yılında ticaretleştirmeyi planlıyor. Bu karşın, Samsung’un 17 inç OLED monitörünü daha küçük olmasına rağmen 1600 x 1200 (UXGA) olarak daha yüksek çözünürlüğe sahip.
Philips 13 inç “PolyLED”TV olarak adlandırdığı 576 x 324 piksel çözünürlükte renkli ekran prototipini tanıttı.
Philips de kendini bir sonraki teknoloji olan OLED ile ileri taşımaya oldukça hevesli. Hollandalı elektronik devi, renkli 13 inç “PolyLED” TV olarak adlandırdığı prototipini hazırladı. 576 x 324 piksel çözünürlüğü ile Philips firması, görüntü biriminin geniş ekranlara ölçeklemek için yeterli fizibiliteye sahip olduklarını göstermek için PolyLED TV yi sunuşa çıkardı. Polimer-OLED TV’ler, 1365 x 768 (WXGA) geniş ekran 30 inç televizyonlar olarak beş yıl içinde gerçeğe dönüşebilirler.
Philips ve Epson ikisi birden özel olarak geliştirilen, piksellerden oluşan arka plan üstüne gelen, birikmiş ışık yayan mürekkeplerden (çözünür polimer OLED maddeleri), mürekkep püskürmeli baskı yöntemleri oluşturarak kendi görüntü birimlerini üretmeyi planlıyorlar. Bu yöntemin ekran üzerine etkisi, görüntü biriminin elektronik sürücüsünü içeren substratın yani taban maddesinin üzerine baskı yapılması şeklinde gerçekleşiyor.
Phillips’in kullandığı yöntem dört adet baskı kafası içeren yazıcı ile toplamda 256 adet olan basınçla çalışan püskürtücü hortum başını içeriyor. Kırmızı, yeşil ve mavi alt-pikseller (pikselden daha düşük), sade biçimde farklı hortum başlarından ateşlenmiş mürekkep damlacıklarından oluşuyor. Baskı kafası üretici firması Spectra ile birlikte çalışan Philips bu sistemi geliştirmelerinin sebebi olarak, 24 inç’ten daha yukarı görüntü birimleri için olduğunu gösteriyor. Seiko-Epson da benzer şekilde bir projeyi kendi 40 inç OLED görüntü birimleri için tasarlıyor. Samsung diğerlerinden farklı bir yaklaşım ile yol almakta. Polimer OLED maddeleri ile çalışmak yerine, küçük moleküllü OLED maddelerini kullanmayı tercih etmiş durumda. Bu çeşit görüntü birimlerinin pikselleri geleneksel olarak kullanılan yöntem ile, OLED maddelerinin desenli maskeleme tabakası üzerinden püskürtülmesiyle oluşuyor. Maskeleme yönteminin performansı zamanımızda birkaç inç ile limitli görünüme sahip. Samsung, organik maddeleri bireysel piksellere dönüştüren karşılıklı ince tabakanın lazer taramasıyla oluşan yeni desenleme yöntemi sayesinde bu problemi kullanarak son teknolojik ürününü geliştirdi.
Seda İrengü / PCTIME Eylül 2004
Trend