• Ana Sayfa
  • Blog RSS
  • Yorumlar RSS
  • ..
Blue Orange Green Pink Purple

Seç birini

del.icio.us Google Reader FriendFeed Twitter Facebook Xing LinkedIn YouTube Vimeo Dailymotion Flickr Picasa Last.fm Ziki

Zaman kazandıran 10 taktik

Yapacak işleriniz çok mu fazla?
Gün içinde saatler yetersiz mi kalıyor?
Diğer profesyoneller saati nasıl durdurabiliyorlar?

Siz de zamanı nasıl çekip uzatabileceğinizi öğrenin.


Küçük ve büyümekte olan bir iş yerinde çalışıyorsanız, zamanın para kadar kıymetli olduğu çalışma hayatında ihtiyacınız olan şey değerli zaman kaynaklarını etkin olarak kullanabilmek.

Zamanınızı etkin olmayan biçimde kullanırsanız, satışlarınızı ve/veya diğer iş fırsatlarınızı kaybedebilirsiniz. Meslek sahipleri birden fazla işi yapabilecek kabiliyette sahip olmalıdırlar.

Yönetim, muhasebe, müşteri hizmetleri, satış, pazarlama, dosyalama, e-postalama, telefon, karşılama, sunum hazırlama, toplantılara katılma, halkla ilişkileri yürütme ve üreticilerle
birlikte çalışma gibi örnekleri çoğaltabiliriz.

Bütün bu işleri el çabukluğuyla yaparken, bu işlere birer kez de yemek yeme, uyuma, aile ilişkileri ve ayak işleri gibi kendi özel-zaman ihtiyaçlarınızı ekleyince ortaya çıkan tablo sizi korkutabilir. Sizinle yarışan işinizi, son teslim tarihine yetiştirme telaşı, baskıları ve o esnada gelecek yeni talepler, tüm dikkatinizin dağılmasına, negatif strese sahip olmanıza ve hatta depresyona sebep olacak kadar ilerleyebilir. Zamanınızı daha iyi yönetebilmek, size bu stresi azaltmanız için en iyi yol olacaktır.

İş yerinde harcadığınız zamanı azaltabilme veya olduğunuz yerde daha fazla saat kazanabilme amacıyla sahip olduğunuz kıymetli zamanları yönetmeyi öğrenmeniz gerekli. Bu yazıda okuyacağınız on tavsiye ile zaman yönetiminizi geliştirin.

  • 1. Hedefleri belirlemek
Kısa, orta ve uzun vadelerde uygulayarak başlayacağınız bu yardımla, amaçlarınızı anlamlı şekilde ayarlamanızı sağlayacaktır. Öncelik kaidelerinizi açıklığa kavuşturarak daha efektif olacak şekilde zamanınız kullanabilirsiniz. Üstlendiğiniz işlerde aldığınız riskler çıkmaza girdiğinde kendinize şunu sorun: “Bu benim amaçlarımın doğrultusunda mı, yoksa amaçlarımdan daha uzakta mı?” Başlıca amaçlarınızı saptarken iş ve özel hayatınızı öğretmen olarak görüp ondan yardım ve teşvik alabilirsiniz. Bu öğretmen size harika bir kaynak olacaktır. Sizin için en iyiyi yapmanızda sürekli olarak sizi destekleyen en iyi arkadaşınıza sahipsiniz.

  • 2. İşlere öncelik tanımak
Bütün işlerinizin, nispeten önem derecesine ve acelesine karar verip, buna göre hepsini sıralayın ve listesini yapın. Bütün iş yükünüzü yazıya dökerek bir listede toplamak şüphesiz işin en basit kısmı. Bu işlemin size kazandıracağı yardım, sizi daha fazla objektif ve daha az gergin yapacak olmasıdır. Sorumluluklarınızı ve işlerinizi sıraladığınız listenizde, her satır başına kendinizin belirleyebileceği işaret ya da harf koymayı adet edinin. Bu işaretleme yada harflendirme, isterseniz sayı da verebilirsiniz, bir sırayı takip edecek şekilde çok çeşitlendirmeden örneğin A’dan D’e kadar yada en önemli ve öncelik verebileceğiniz işlere yıldız, orta derecelere daire gibi belirterek daha kolay fark etmenizi sağlayabilirsiniz. Listenizin en üstünde olan işleri ilk olarak yerine getirmeye başlayın. Görevlerinizi tamamlamak için yaptığınız bütün bu görevler en önemli ve en yararlı olanları.

  • 3. Kendinizi organize edin
Bir parça öz disiplin alabilen, sistematik ve organize olabilen bir birey için ödüller büyük olacaktır. Oluşturduğunuz günlük/haftalık iş planlarını günü gününe yerine getirdiğiniz sıkı bir iş hayatı sizi zamanı iyi kullanabilen bir insan için yetirince hazırlayacaktır. İş planınızda uygulamaya aldığınız işleri bitirmeden ofisini, çalışma alanlarınızı terk etmeyin. Bugünden bıraktığınız tüm işler yarın için mevcut olan ve üzerine eklenecek ekstra işlerle birlikte aynı oranda paralel, iş gücünüzün ve zamanınızın da artıyor olması gereklidir. Planlama yaparken faydalanabileceğiniz ofis yardımcısı olan Microsoft Office Outlook yazılımı size zaman kazandırabilecek şekilde yapılandırmanıza izin verir. İş planlarınızı düzenleyebilir, yazıcıdan çıktısı alabilir hatta hatırlatıcı özelliğini kullanıp size sesli veya pop-up açılır uyarıcı ekranla haber vermesini sağlayabilirsiniz. Zamanınızı ve hareketlerinizi doğru şekilde organize ettiğiniz zaman, tam vaktinde görülen bir işin insanı bir çok zahmetten kurtaracağını göreceksiniz.

  • 4. Planlama ve izleme
Ön planlama yaparak, oluşturduğunuz iş planında yer alan yapılacak listesini günlük, haftalık hatta üç aylık düzenleyin. Bütün bu düzenlediğiniz iş planlarınızı bire bir yürürlüğe geçirip eşleyerek, planlamanızı göz önünde tutarak, diğer etkinliklerinize zaman sağlamış olun. Sürekli güncel tuttuğunuz klasik günlük sisteminden ya da bilgisayar esaslı kişiye özel bilgileri yöneten yazılımlardan aldığınız yardımla, her gününüzü sizin için izleyen ve bilgilendiren biri olduğunu düşünün. Bütün toplantılarınızı ve projelerinizi, kolayca kaybolacak ve karışıklık yaratacak elinize ilk gelen bir parça kağıdın üzerine ala acele aldığınız kısa notlara yazmaktan her zaman kaçının. Düzenli olarak işleyebileceğiniz, planlarınızı izleyebileceğiniz, gittiğiniz her yerden takip edebileceğiniz bir günlük iş planını oluşturmaktan kaçınmayın.

  • 5. Teknolojiyi kendi çıkarlarınız için kullanın
Birçok teknolojik araç, sürekli tekrarlanan ya da zaman tüketen görevlerden sizi kurtarabilir. Cep telefonları üzerinden hareketle e-posta alabilen, planlayıcı, elektronik veri tabanlı ve çevrim içi arşivlemeye sahip sistemlerin hepsi yardımcı olabilir. Birden fazla işlem yapabilme yeteneğine sahip aygıtlar çalışma alanınızın ve zamanınızın daha fazla kazanılmasını sağlarlar. Örneğin, tarayabilir, yazıcıdan çıktı alabilir vebirbirine yaklaşabilen yedekleme aygıtlarıyla kopyalama yapabilirsiniz. Ev ve küçük ofisler için 300 TL altında ki farklı markalara ait çok fonksiyonlu ofis yardımcıları edinebilirsiniz.
Doküman tarama, baskı veya kopyalama işlemlerinin hepsini bir arada kompakt aygıtlarla çözümleyebilirsiniz. Bu size daha fazla zaman ve daha fazla boş çalışma alanı kazandıracaktır. Bilgisayarınızın masaüstü simgelerini kolayca erişim için ayarlayıp, sık kullandığınız programların ve dokümanların kısa yollarını masaüstüne atayıp ihtiyacınız olmayan fazlalıkları kaldırdığınızda bilgisayarınız da size yardım için iş birliği yapacaktır. Bu işlemler sizi sık sık dosya aramaktan kurtaracaktır.

  • 6. Kendinize yardımcı olun
Erteleyici ve zaman harcayan yok edici eğilimlerin kontrolünü elinize alın. Bir toplantıya katılmanız gerektiğini ve ihtiyacınız olduğunu biliyorsanız, telefonu kullanın, ayarlayın ve gidin. Eğer bir hareketten kaçınıyorsanız kendinize şunu sormalısınız: Neden, aynı zamanda ihtiyacım olan görevlerimden kaçıyorum? Gözünüzü korkutan, sizi yıldıran işlerden çekiniyor olsanız da, daha küçük alt görevler daha çabuk bitebilir ve size daha faydalı olabilir. Küçük kazançlar ile kuvvetinizi ve motivasyonunuzu kazanabilirsiniz. Diğer insanlar sizin zamanınızı israf edebilirler. İş alanınızda havadan sudan bir konuşmaya doğru ilerleyen bir sohbet ağı oluştuğunda, o anı belirleyerek, konuşmanın akışını değiştirebilirsiniz. Yerine göre iddialı olabilen ve nezaketle birlikte insanlara mazeret bildirerek, daha verimli, üretici etkinlikler kazanabilirsiniz.

  • 7. İnternette daha az zaman
Elektronik postalarla ve internet ile harcadığınız zamanı etkili ve amacınıza uygun hale getirin. Sistematik olarak gelen elektronik postalarınızın üstesinden gelin. Kısa ve belirgin biçimde uygun cümlelerle yazılmış otomatik bir cevap postası hazırlayın. Size çok daha fazla zaman kaybettirecek, spam yada çöp olarak gelen gereksiz e-postaları engellemek için gerekli önemleri alın. İnternette yapacağınız bir arama için tam olarak doğru anahtar girin ve arama tekniklerini öğrenerek daha fazla hız kazanın. Bu sizin işlerinize hız katarken daha fazla bilgiye çok hızlı ulaştığınız için kazancınız daha fazla olacaktır. İnternette sörf yaparken ve e-postalarınıza okuyup yanıt verirken kendinize vakit ayırmada en iyi çözüm olabilecek yöntem ise zaman limiti koyabilmenizdir.

  • 8. Yetki aktarmak
Elinizde bulunan işlerden herhangi birinin %80 ini tamamlayabilecek düzeyde bir personeliniz varsa, görev dağılımını yapıp yetkilendirebilirsiniz. Etkin yöneticiler yapılacak işlere doğru personeli atayabilen kişilerden oluşur. Atanan temsilci personel görevlerini kabul ettiğinde aldığı sorumlulukla birlikte kendi moralini yükselttir ve zamanda sizin iş yükünüzü de azaltmış olur. Tabii ki yalnız çalışan biriyseniz size yardımcı olabilecek meslektaşlarınız olmadığından işlerinize atayabileceğiniz temsilcilere de sahip olamayacaksınız. Bunun için dış kaynak kullanımına gidip diğer profesyonellerden yardım alabilirsiniz. Sizinle aynı konularda serbest çalışanlardan (freelance) ya da aile bireylerinden destek alabilirsiniz.

  • 9. Zamanı esnetmek
Çalışma gününüzü zamanınıza en uygun görevle doldurarak genişletebilirsiniz. Yapacağınız işin şablonlarına ve yoğunluğuna bakarak şuna karar verin: En iyi sabahleyin mi çalışırsınız ya da öğleden sonra? Daha verimli çalışmanızı sağlayacak günün belli saatleri, farklı türlerde olan işlerinizin, sizin birbirinden farklı isteklerinizin içinde de yapılabilir. Anlaşılması güç olan önemli bir işinizi yeterli zamanınız yoksa üstesinde gelmeye çalışmayın. Gün içinde bölünemeyen kısa anların arasında işlerinizi yola koyarak hareket ve hız kazanın.

  • 10. Gerçekçi olun
Müşterilerinizle ilgili iken aynı zamanda diğer insanlara olan yükümlülüklerinizi idare edebilmelisiniz. Sorumluluğunu taşıdığınız işlerin son teslim tarihlerinin sonrasına geçmemeyi amaç edinin. Umut verici olmadan ve teslim tarihini uzatmadan kendinize başka yeni bir nokta belirleyin. Eğer işlerinizin yoğunluğundan teslim tarihine yetişemiyorsanız, anlaştığınız yer/kişiyle görüşüp, son teslim tarihini uzatmak için yeni bir anlaşma sağlayın. Sürekli ertelediğiniz işler sizin ve kariyeriniz için hiç iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Öncelik tanıdığınız sorumluluklarınızı bitirmeden yeni sorumluluklara yer açmayın. İnsanları hayal kırıklığına uğratmadan hayır demesini öğrenmelisiniz.

Seda İrengü /
PCTIME
Kasım 2004
Trend
Read More 1 Comment | Yazar seda irengü özmen | edit post

Facebook ile sosyal medya savaşları

Savaş baltaları yine sandıktan çıktı:
MySpace’li Google OpenSocial ordusu, Facebook’a karşı

facebook_logo Başlangıçta Friendster vardı. Ve Friendster da, MySpace’in doğumuna sebep oldu. Facebook gibi irili ufaklı pek çok sosyal ağ oluşumuna ilham veren MySpace, milyonlarca üyesi arasından bu sitelerin yaratıcısı gençleri çekip çıkardı. Köyün eskilerinden, ilk “web browser” Mosaic’in muciti ve Netscape’in kurucusu Marc Andreessen’in, Facebook’u “İnternet endüstrisi için coşku dolu ilerleyişin ilk adımı” olarak tanımlaması ise yarışta şimdilik son noktayı koydu.

Şubat 2004’de kurulan Facebook, insanların dostları, aile bireyleri ve iş arkadaşları ile daha verimli iletişim kurmalarına yardımcı olan sosyal faydalar sağlayan bir site oldu. Üyelerinin gerçek dünyadaki sosyal bağlantılarının dijital modellemesi yöntemiyle oluşan, eğlenceli yazı, görsel, videolar üzerinden bilgi paylaşımını kolaylaştıran teknolojiler geliştirdi.

Facebook’a kaydolanlar, kendi rızalarıyla arkadaş listesine ekledikleri, güvendiği ve tanıdıkları kişilerle etkileşim halinde olabileceği bir platforma giriş yapmış oluyorlar. Yaklaşık 80 milyon kadar insanın üye olduğu ve yarısından fazlasının da her gün ziyaret ettiği Facebook, Eylül ayında tüm ülke basınında aşırı biçimde yer alarak, Türk kullanıcıları arasında birden patlama etkisi yarattı. A.B.D., Kanada ve İngiltere dışında kalan en aktif kullanıcılara sahip ülkeler sırasında birinciliği Avustralya, ikinciliği ise Türkiye alıyor. İsveç, Norveç, Güney Afrika, Fransa ve Hong Kong ise bizi takip eden ülkeler..

Hisse yarışları
Fakat, popülerliği giderek çoğalan Facebook’un kurucusu Harvard’lı Mark Zuckerberg, geçen sene tüm haklarını satın almak isteyen Yahoo’nun 1 milyar dolarını geri çevirdi. Zuckerberg, geçtiğimiz Ekim ayında Microsoft’un pastadan sadece %1,6’lık ısırık alabilmek için 240 milyon dolar ödediği bir anlaşmayı imzalayan ama satmayı sürekli reddeden gururlu bir genç. Bu hesaba göre Facebook’un Ekim ayına göre değeri 15 milyar doları buluyor. MySpace 2003’de kurulmasına rağmen, 2005 yılında 580 milyon dolara Murdock’a yani Fox Media’ya satılmıştı.

Facebook’un diğer sosyalleşme sitelerine göre sahip olduğu mucizesi, bağımsız yazılım geliştiriciler için değiştirilebilir bir platform olması. Önce sadece sosyalleşme sitesi olarak anılan Facebook, Mayıs 2007’de atağa geçerek, Microsoft, Amazon, Slide, RockYou, Box.net, Red Bull, Washington Post, Project Agape, Prosper, Snapvine, iLike, PicksPal, Digg, Plum gibi sayıları yetmişi bulan üçüncü parti uygulamalarla gelişerek Facebook Platformu’nu oluşturdu.

Bu gelişmelerin ışığında Silikon Vadisi’nin akıllı insanları bir araya geldiklerinde, sosyal ağ oluşum siteleri arasında yaşanan bunca şeye rağmen, MySpace’in henüz son sözlerini söylemediğini fakat ilk vasiyetini hazırlamış olduğunu düşünmeye başladılar.

google Google’dan yanıt tez geldi
Şu anda dünyanın en popüler sosyalleşme sitesi olan Facebook'a ortak olma yarışını kaybeden sadece Yahoo değil. Kaybeden biri olarak durumu ciddiye alan Google, karşı atağa geçerek kendi silahlarıyla Facebook'u bitirmeyi planlıyor. Bu savaş için yeni iş ortaklıkları kuran Google, OpenSocial adlı sosyalleşme platformunu devreye soktu.

Google güçlü taraf olmak ve kazanmak için, dünyada 200 milyon aktif kullanıcıya hitap eden Bebo, Engage, Friendster, hi5, Hyves, imeem, LinkedIn, mixi, MySpace, Ning, Oracle, orkut, Plaxo, Salesforce, Six Apart, Tianji, Viadeo ve XING gibi çok çeşitli internet hizmetlerini bir araya toplayarak dev ordusunu kurdu. Google üyesi olan kişiler bu sosyal zincirin her halkasından faydalanabilecek.

Yazının ilk paragrafında yer alan, Facebook’a yön veren destekleyici sözlerden birinin sahibi olan Marc Andreessen’in bir ay önceki açıklamasına bir bakalım: “Gelecek OpenSocial’dır”.

Son söz internet kullanıcılarının. Kazanan tarafı üyeler belirlyecek. 2008 yılı içersinde hep birlikte göreceğiz Google, Facebook’u kendi oyunuyla nasıl yenecek?

Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

iPod uyumlu ev/ofis mobilyaları

Evinizde müziğe daha fazla yer açın

giris Günümüzün yetişmekte olan gençlerin yanlarından ayırmadıkları, iPod, cep telefonu, dijital fotoğraf makinesi, dizüstü bilgisayar vb.. derken etrafları kablolarla çevrilmiş durumda. Bu dijital oyuncakları daha da güzel kılacak birden çok aksesuar yanlarına eklendiğinde, odada hiçbir şey kaybetmemek normalin üzerinde ilgi istiyor.

Artık cep telefonları kadar günlük ihtiyaç halini alan MP3 çalarlar da, her yaştan insanı tek bir ortak noktada topluyor: Müzik!

Müziğin ritmiyle etrafını daha fazla kuşatmak isteyenler için ise koltuklar, kanepeler, yataklar, yastıklar, masalar, kütüphaneler, kitaplıklar ve raflar gibi çeşitli mobilya ve eşyalar, içlerindeki potansiyeli ortaya çıkarabilmek yeni bir form kazanıyorlar.

Bedford Smart Linen Pinboard Bedford Smart Collection
Yardımsever mobilyalar

Duvara asılan ahşap ilan tahtası veya küçük bir raf bile, göründüğünden daha fazlasını sunabiliyor. Sıradan ama farklı görünen ev ve ofis eşyalarının, asli hizmetlerinin beraberinde Smart Technology aracılığıyla sundukları, yaşam alanlarınıza fonksiyonel ve düzenleyici bir ortam sağlıyor. Size de daha fazla alan ve derli toplu kalabilen bir konfor temin ediyor.

Smart Tech mobilyaları sadece bir ilan tahtası, raf veya çalışma masa değil aynı zamanda stereo hoparlör ve şarj üniteleri olarak hizmet ediyor. 79 ile 2000 USD arasında değişen fiyatlara sahip ahşap mobilyalar, birden fazla işlevsellikleri bakımından tahtadan da olsalar akıllı olarak adlandırılmayı hak ediyorlar.

Sound Asleep Pillow Sound Asleep Pillow
Mışıl mışıl uykular

Geceleri uyurken problem yaşayanlardan mısınız? Uzun ve yorucu geçen bir günün ardından başınızı kuştüyü yastığa da koysanız, uykuya dalmak çok zor olabilir. Peki yastığınız, küçükken ebeveynleriniz size söylediği ninniler gibi yumuşak melodileri fısıldıyor olsa, rüyalara dalmak daha kolay olmaz mıydı?

Gece boyunca kulağınıza taktığınız kulaklıkla dinlediğiniz müzikler, sabaha uyandığınızda ağrılı bir günün başlamasına sebep olabilir. Fakat bu yastığın içersine gizlenmiş hoparlör ile iPod veya diğer MP3 çalarınızı bağladığınız anda, rahatlamanızı sağlayacak müziklerin yardımıyla konforlu bir uyku çekebilirsiniz.

PB.TEEN_set1 PB-Teen Smart Technology
Otur, kalk, yat, eğlen.

iPod uyumluluklarıyla dikkat çeken bu rengarenk mobilyalar, cıvıl cıvıl görünümleriyle hem gençleri, hem de genç kalanları eşit memnun edebilecek konfor ve eğlenceye sahip.

Yumuşacık kumaşla kaplı bir yatak başlığı düşünün her iki ucunda hoparlörler bulunan, uykuya dalmanız ne kadar kolay olurdu değil mi? Ya da evde hastasınız, televizyon başına gidecek bile haliniz yok. Yataktan çıkmadan, sevdiğiniz müziklerle hemencecik iyileşip ayağa kalkabilirsiniz.

PB.TEEN_set2 Süetimsi polyester kumaşı ile yumuşacık ve rahatlık sağlayan yastık, koltuk ve kanepeler, oturduğunuzda çevrenizi müzik ritmlerinin sarması için 4’’’lik hoparlörlerle donatılmış. Koltuk ve kanepelerle uyumlu olacak şekilde tasarlanmış iki katlı ve çift hoparlörlü kitaplık rafı da seti tamamlıyor. Oturma grubunun hepsinde standart gelen iPod uyumlu giriş bağlantıları sayesinde, oturduğunuz an kablosunu takıp müziklerinizin keyfine varmaya anında başlayabiliyorsunuz. Ses seviyesini müziğin şiddetine göre ayarlayabilmeniz için üzerinde kontrol panellerinin bulunduğu özel tuşlar da mevcut.

SlighFamilyCC Sligh Family Communications Center
Tüm cihazlara tek şarj ünitesi

iPod, dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve diğer elektronik cihazların hepsini bir araya toplayıp daha da cazip hale getirmek için müşterek bir şarj ve iletişim istasyonuna sahip olmak harika bir fikir. Kısaca FCC olarak adlandırılan “Aile İletişim Merkezi”, tek noktada aynı anda cep telefonlarını şarj ederken, iPod bağlantı noktasından müzik yayını yapabiliyor. Dizüstü bilgisayarı şarjda iken, hemen dibindeki renkli yazıcıdan çıktıları veriyor, internet bağlantısını da hemen yanında sağlayabiliyor.

Geleneksel aile mobilyalarını andırıyor olsa da, kapasitesi düşünüldüğünde evdeki pek çok eşyadan açık ara daha çağdaş bir mobilya olduğu kesin.

perCushion perCushion
Bluetooth yastığı

Günümüzde teknolojinin yaşamımıza en önemli faydası şüphesiz iletişimdir. Her an her yerden istediğimiz kişiyle kontak kurma şansımız var. Peki biraz müşkülpesent biraz da rahatına düşkün biri iseniz? Film izlerken yattığınız yerden kalkmaya üşenenlerdenseniz başınız da rahat edecek demektir. Yumuşacık ve konforlu bir dijital yastığın içersine yerleştirilmiş Bluetooth aracılığıyla cep telefonunuza kablosuz bağlanabilirsiniz. Hem de ikili stereo hoparlörleri ile MP3 çalarınızdan müzik ileterek yerinizden kalkmadan rahatınıza bakabilirsiniz.

ipod concerto table iPod Concerto Table
Yan masaya bir piyano

Piyanolardan hoşlanan ama çalmak için yeteneğe sahip değilseniz, en azından ona benzeyen ve müzikle iç içe olan bir masayla bunu telafi edebilirsiniz.

Üzerinde iPod bağlantı ünitesi yer alan bu farklı tasarımdaki masanın piyano tuşlarının yerine, içersine çatal-bıçak takımı gibi ufak tefek araç gereçleri koyabileceğiniz bir çekmece bulunuyor. Masanın ortasında yer alan, tıpkı piyanolardaki gibi, kapağı kaldırdığınızda ise içersinde gizlenmiş amplifikatörlü bir çift hoparlör ile karşılaşıyorsunuz. Yemeğe gelen misafirlerinizi, iPod’lu masada ağırladığınızda onlara hoş bir sürpriz yapabilirsiniz.

Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

Bilgisayarımdaki casuslara nasıl bir son veririm?

Sayıları oldukça fazla olan, herhangi bir güvenlik önlemine sahip olmayan ücretsiz yazılımlar hiç belli etmeden bütünleşik olarak beraberinde casusyazılımları da getiriyor. Casusyazılımların sizden bilgi tırtıklamasına nasıl son vermeniz gerektiğini ve devam etmesine engel olmak için neler yapabiliriz, ona bakalım.

Ad-Aware
Casusyazılıma karşı orijinal yazılım şirketlerinden Lavasoft’un geliştirdiği Ad-aware, türünün en bilineni. Casusyazılım tespit etmede iyi sonuçlar verebilen Ad-aware çok yönlü özelliklere sahip içeriğinde gerçek zamanlı izleme ekranı, otomatik güncelleme ve geri dönüş özellikleriyle birlikte geliyor. Bunun yanında diğer casusyazılım temizleyici programın sahip olduğu kullanışlı bir kaç özelliği barındırmıyor. Örneğin, casusyazılım tarama için kullanılabilecek programlama özelliği mevcut değil ya da gerçek zamanlı monitör işlevselliği bakımından tam olarak gelişmemiş durumda görünüyor. Ayrıca hedef kitlesi olan bilişimci profesyoneller ve teknik servis kullanıcıları için fiyatı bakımından yüksek.

Ad-aware casusyazılımın veya sinir bozucu reklam yazılımının saptanmasında iyi iş çıkarabilen bir program. Gerçek zamanlı monitörü sayesinde kendini yüklemeye çalışan casusyazılımları fark edip silebiliyor. Özellikle gizli kalmış ve kendini saklamayı iyi yapabilmiş casusyazılımları bulup ortadan kaldırmada ortalamanın üstünde başarı sağlayabilen bir program.

Ad-aware 6.181 | 1.61MB
Windows | $39.95
Editör Notu: 3/5

Spybot: Seek&Destroy
Bilgisayarınızda isteğiniz dışında karşınıza çıkan pop-up pencerelerin veya yüklemediğiniz programların açılması bunun sorumlusu sisteminize giren küçük modüller olan casus ve/veya reklamrobotu yazılımlarını ve kayıt defterine işlenen bilgileri bilgisayarınızda arayarak onları temizleyen Spybot-Seek&Destroy çok geniş kullanıma sahip.

Sisteminize sinsice yerleşen casusyazılım, dialer, reklambot, bilgi korsanlığı hatta internette sörf yaparken girdiğiniz sitelerin iz bırakmadan kalıntılarını bile ortadan kaldırabilen program, önce sisteminizin güvenliği için kurtarma noktası yaratarak yedek alıyor. İşlemin tamamlanmasından sonra bulduğu tüm kötü niyetli modülleri tek tek bilgisayarınızdan söküp atıyor. İnternette sörf yapma alışkanlıklarınızı gözlemleyen casusyazılımlara karşı geliştirdiği yöntemle daha da beğeni kazanıyor. Bu yöntemde, bulduğu casusyazılım modüllerini kaldırdıktan sonra yerlerine casusyazılımın içi boş taklidini koyduğu takdirde yazılımın sahibinden gelecek aynı casusyazılım bir daha sisteminizde çalışamıyor.

Program içinden erişebileceğiniz yaklaşık 1kb boyutunda olan güncelleme dosyası ile programın sürekli işlevsel kalmasını sağlayabiliyorsunuz. Varsayılan (default) ve ileri (advanced) olarak
iki durumda çalışan programı ileri seviye getirdiğinizde Windows Tweak programlarına benzer sisteminizde geçerli olan ileri seviye bilgi ve dikkat isteyen ayarlara erişebiliyorsunuz. En iyisi olarak kabul ettiğiniz ve sık sık kullandığınız sizin favori casusyazılım temizleyiciniz ile sisteminizi taradıktan sonra tavsiyemiz Spybot-Seek& - Destroy ile bir kere daha aratıp çıkacak sonuçları sisteminizden ebediyen silmeniz.

Spybot SD 1.3 | 4.15MB
Windows | Ücretsiz
Editör Notu: 5/5

Spy Sweeper
Spy Sweeper, sisteminizde kendini saklamayı iyi bilen casusyazılımları algılama, silme ve engelleme konusunda göze çarpan çözüm yollarıyla alanında en etkili olan, bağımsız yardımcı bir araç. Casusyazılımları durdurarak, kişisel gizliliğe önem vermeden sisteminize davetsiz giren kimlik hırsızlarına ve korsanlara, çevrimiçi güvenliğinizin kontrolünün sizin elinizde olduğunu ispat ediyor. İyi tasarlanmış, kolay kullanımlı ve çok kapsamlı özniteliklerle oluşturulmuş kullanıcı dostu arabirimiyle de dikkat çekici pek çok özelliklere sahip.

Windows ile birlikte açılan, arka planda çalışarak sürekli faal olan SpySweeper, casusyazılımları önlüyor ve bilgisayarınızın onlara karşı her zaman tetikte olmasını sağlıyor. Tarama sırasında yapılan saptamada casusyazılım öğesi bulunduğunda, Spy Sweeper kısa bir tanımlama ile önem derecesine göre yaptığı analizin sonucunda size etkisiz hale getirmek için alınan önlemlere karşı koyan öğeleri silebilmek için sorar. Denetlemenizin kolay olması açısından da bulunan tüm parçaları kategorilere ayırarak detaylı olarak listeler. Bir sorun ile karşılaşmanız veya fikrini değiştirmeniz durumunda geri dönüş için geri yükleme noktasından verileri çağırabiliyor.

Sitesinden yıllık $29.95 üyelik bedelini kabul ettiğinizde kapsamlı veritabanını otomatik olarak kendi sitesinden güncellemesi ile süpürücünün konumunu diğerlerinin arasından zirveye taşıyor. Üye olmadan ücretsiz kullanıma devam ettiğiniz takdirde 4.900 adet, üyelik gerçekleştiğinde ise sayıları 5,400 adedi geçen casusyazılım tehdidine karşı silip süpürüyor.

Kullanıcıların beklentilerinin karşılığını veren, ücretsiz telefon hattı ile teknik servis konusunda da tek olabilmiş yazılım şirketine ait olan, pek çok yayın organı ve kuruluşlardan ödüller kazanmış bir program.

Spy Sweeper 3.0 | 3.43MB
Windows | Ücretsiz
Editör Notu: 5/5

Seda İrengü / PCTIME Ağustos 2004
İnternet
Read More 1 Comment | Yazar seda irengü özmen | edit post

Spyware; Ajanlarla Bilgi Savaşı


Yeni tür spyware'ler daha tehlikeli ve tehdit edici! Özellikle bilgisayarından internet bankacılığı yapanları yakından ilgilendiriyor. Bu casusyazılımlar kendini saklayarak girdiğiniz şifreleri anında topluyor.

Bazı “spyware” casusyazılımlar sadece sistem bilginizi izler, bazıları da internette sörf yaparken alışkanlıklarınızın detaylı incelemesini veya daha kötüsü şahsi dosyalarınızın içinden arama yaparak kişisel bilgilerinizi toplar. Casusyazılımın bu yeni türü daha tehlikeli ve tehdit edici şekilde bilgisayarından internet bankacılığı yapanları yakından ilgilendiriyor. Diğerlerine nazaran daha akıllı olan casusyazılımlar kendini saklayarak girdiğiniz şifreleri anında topluyor.

Spyware; Bir yazılım nasıl casus olur ?
Spyware, bilgisayarınızın hangi teknolojiyi veya programları kullandığı hakkında gizlice bilgi toplayan küçük yazılımlardır. Toplanan bilgiler her bilgisayarda farklılık göstereceğinden kategoriler haline getirilir.

Bazı spyware (casusyazılım) sadece sistem bilginizi örneğin internet bağlantınızın türünü, hızını ve işletim sisteminizin ne olduğunu izler. Bazıları da internette sörf yaparken alışkanlıklarınızın detaylı incelemesini veya daha kötüsü şahsi dosyalarınızın içinden arama yaparak kişisel bilgilerinizi toplar. Casusyazılımın bu yeni türü daha tehlikeli ve tehdit edici şekilde bilgisayarından internet bankacılığı yapanları yakından ilgilendiriyor. Diğerlerine nazaran daha akıllı olan casusyazılımlar kendini saklayarak girdiğiniz şifreleri anında topluyor. Casusyazılımların bütün bu çabaları, bilgileri en kısa sürede analiz edip son şekliyle reklam firmalarına veya diğer ilgili makamlara satmak.

Casusyazılımlar, kullanıcının rızası dışında bilgisayarlarına eklenir ve yüklenirler. Şayet kurduğunuz herhangi bir programın beraberinde gelen bir anlaşmaya göre kabul etmeniz halinde eklenecek küçük yardımcı programlar söz konusu ise, karşınıza çıkan sözleşmeyi dikkatlice okuyun, casusyazılım barındırması muhtemeldir. Çoğu insan casusyazılımların şahsi bilgisayarlarına izinsizce girip haklarında bilgi toplamasına karşı olmayabilir, öte yandan kişisel bilgisayarlarına rızaları olmadan girip her türlü bilgiyi toplayan yazılımlara karşı duran kullanıcılarda casuslarla savaşmayı tercih eder. Bu sebeple izin verilmeden, sinsice özel alanlara girip bilgi toplayan bir yazılım olduğundan adı casusyazılım olarak kabul görmüştür.

Ziyaret ettiğiniz bir internet sitesinden, html düzeninde bir e-posta mesajının görüntülenmesiyle veya açılan bir pop-up pencerenin tıklanmasıyla casusyazılımın bilgisayarınıza yüklenmesi sağlanır. Yükleme işlemi sizden habersiz, hiçbir duyuru ekranı karşınıza çıkmadan, bilgisayarınıza doğrudan gerçekleşir. Bu durum bilgisayarınızı izleme ve bilgi toplama görevi üstlenen bir yazılımın aldatıcı bir yöntemle yaptığı casusluktur.

EarthLink ve Webroot’un geçtiğimiz* Mart ayında yayınladığı casusyazılım raporuna göre dünya genelinde taranan 237 milyon bilgisayarda, bilgisayar başına ortalama 30 adet, dünya toplamında ise 7.1 milyon casusyazılım türüne rastlanmıştı.
Casuslar nasıl sızar?
Casusyazılımın en kötü tarafı ne zamandan beri faaliyette olduğunu veya ne türde bilgileri topladığını belli etmeden habersizce bilgisayarınızda çalışıyor olmasıdır. Peki bu casuslar bilgisayarınıza nereden geldi biliyor musunuz? İnternette rastgele sörf yaptığınızda, tıpkı yolculuklarda saklanan kaçak yolcular gibi, casusyazılımlarda bilgisayarınıza kendi başına yerleşir. Buna, internette gezerken tıkladığınız bir link, üyesi olduğunuz bir sitenin bilgisayarınıza indirdiği arama modülü (dialer), yüklediğiniz bir program yada öğe sebep olmaktadır. Casusyazılımın bilgisayarınıza girebilmesini sağlayan en yaygın bir kaç yöntem:
  • Spam e-postanın açılması
  • Cazip ve aldatıcı pop-up pencereye tıklanması
  • Ücretsiz indirilen oyunlar, araç çubukları, yardımcı yazılımlar vb..
  • Dosya paylaşım programları
  • Pornografik sitelerin ziyaret edilmesi
  • Tanınmış yazılımların yan uygulamaları

Seda İrengü / PCTIME Ağustos 2004*
İnternet
Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

Organik ekran: OLED

Geleceğin teknolojileri için bilim insanları neler tasarlıyorlar? Teknoloji sevenleri heyecanlandıracak gelişmeler için çalışmaları hızla devam ediyor ve karşımıza kağıt inceliğinde gerçek renkli ekranlar çıkıyor: OLED

Likit soğutmalı dizüstü bilgisayarlardan, tamamen dokunma-duyarlı monitörlere, kalem şeklinde açılır kapanır e-gazetelerden, hem dijital kamera hem de mobil telefon işlevi gören güneş gözlüklerine kadar prototip olarak uyarlaması yapılmış. Bütün bu futuristik teknoloji ürünleri, geleceğin hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını ve zenginleştireceğini, keşif sahasının da ne kadar geniş olduğunu gösteriyor. Gözün algıladığı görüntüyü birebir gerçeklikte ve berraklıkta gösterebilen görüntü birimleri ise çözünürlük bakımdan büyürken aynı zamanda mikro boyutlarda küçülerek ince, hafif tasarımlarıyla hayatımızın her alanına girebiliyorlar.

1960’larda geliştirilmeye başlanan plazma ekranlar, düz panel görüntü birimi endüstrisi için teşvik edici anahtar oldu. Kısa sürede ilerleyen uzak ve yakın projeksiyon teknolojilerindeki gelişmeler sonucu görüntü birimi sektörü neredeyse her yıl yeni bir uygulama bilimini karşımıza çıkarıyor. LCD, TFT, plazma, likit teknolojileri ile, büyük ekranlardan en küçük ekranlara kadar geniş yelpazeye sahip olan görüntü birimleri çok gelişmiş elektronik tutkunlarına yeni bir teknoloji sunmakta: OLED

Organik Işık Yayan Diyot, kısaca OrganikLED (Organic Light-Emitting Diode), kendinden ışık üretebilen pikseller içeren yeni bir görüntü birimi. OLED görüntü biriminde iki şarj edilmiş elektrotun arasında bir karbon tabanlı film bulunuyor. Görüntü için gerekli olan ışık organik tabakalardan oluşan orta katman tarafından elektrotlar yardımıyla üretiliyor. Bu teknolojisi sayesinde likit kristal ekranların (LCD) yada diğer birimlerin teknolojisinde kullanıldığı gibi ışığı yansıtma ya da geçirme yöntemini kullanmıyor.

Yani diğer görüntü birimlerinde olduğu gibi arka plandan gelen ışık kaynağına gerek kalmıyor. Dolayısı ile daha az enerji tüketiyor ve %20 daha ucuza mal oluyor. Hem LCD panellerinden 2 kat fazla parlaklık sağlayabilmekte hem de LCD panellerinin yarı ağırlığındadır, çok ince tabakalar halinde üretilebilir bir teknolojiye sahiptir. OLED sayesinde çok daha ince bilgisayar ekranları yapılabilecek. Bu özellikleriyle sağladığı performansı ve tasarımı konusunda monitör, dijital fotoğraf makinesi, cep telefonu ya da başka bir cihazın daha net görüntü verebilmesi ve daha ince dizayn gibi bazı avantajlar sağlıyor. 100 dereceye kadar olan sıcaklıklarda çalışmasına devam edebiliyor ama, sabit voltaj altında belirli bir süre çalıştıktan sonra parlaklığı yarıya düşüyor. Geçen yılın üretimlerinde yapılan ölçümde mavi renkte 10.000 saat, kırmızıda 40.000 saat dayanmakta olduğu ortaya çıkmıştı.

Elektronikte inorganik madde kullanımı gitgide artmakta; Silikon, alüminyum, germanyum, bakır ve silikon dioksit. Şimdi de son olarak organik maddeler kullanılmaya başlandı. OLED teknolojisi ilk olarak Kodak firması tarafından 90’ların başında oluşturularak uygulanmaya başlanmış, daha sonra Pioneer, Samsung, Sanyo ve TDK gibi devler Kodak’dan lisans alıp teknolojiyi kendi ürünlerine entegre ederek gelişmesinde etkili olmuşlardır. Yüksek netliğe sahip görüntüyü gerçeğe yakın hale getirebilen OLED teknolojisi ile her açıdan parlak, duru ve net resimler, akıcı doğrudan hareketli video görüntüler gerçek hayatta olduğu gibi görünmelerini sağlıyor.

Tanım bakımından LCD teknolojisine benzemeyen OLED görüntü birimleri, ışık yayan organik yarıiletkenlerden oluşan, yüksek karşıtlık ve kısa karşılık verme süresi ile birleşen geniş görüş açısı sağlayan ileri teknoloji sunmakta. Şimdiden dijital kameralar, fotoğraf makineleri, cep telefonları, Palm gibi mobil cihazlar OLED teknolojisi ile geliştirilmiş küçük ekranlara sahip. Bu yeni teknolojiyi televizyonlar ve bilgisayar monitörleri gibi daha büyük biçimlere uygulamak için dünyanın lider görüntü birimleri kuruluşları birbirleriyle yarış halindeler. Çünkü, henüz daha büyük ve geniş ekranlarda organik görüntü birimi entegre edilememiş durumda. Bu sebeple dünyanın ilk 40 inç renkli OLED TV’sini yapan Epson’u tebrik etmemiz gerekiyor. Ardından Samsung’un 17 inç monitörü ve Phillips’in ise 13 inç monitörü uygulama olarak gösterime sunuldu.

Seiko Epson’un OLED teknolojisini kullanarak bir ilki gerçekleştirdiği 40 inç ekranı, 1280 x 768 piksel (WXGA) çözünürlükte olan ve gerçekliğe daha yakın olmasını sağlayan 260.000 rengi barındıran prototipini 2007 yılında ticaretleştirmeyi planlıyor. Bu karşın, Samsung’un 17 inç OLED monitörünü daha küçük olmasına rağmen 1600 x 1200 (UXGA) olarak daha yüksek çözünürlüğe sahip.

Philips 13 inç “PolyLED”TV olarak adlandırdığı 576 x 324 piksel çözünürlükte renkli ekran prototipini tanıttı.

Philips de kendini bir sonraki teknoloji olan OLED ile ileri taşımaya oldukça hevesli. Hollandalı elektronik devi, renkli 13 inç “PolyLED” TV olarak adlandırdığı prototipini hazırladı. 576 x 324 piksel çözünürlüğü ile Philips firması, görüntü biriminin geniş ekranlara ölçeklemek için yeterli fizibiliteye sahip olduklarını göstermek için PolyLED TV yi sunuşa çıkardı. Polimer-OLED TV’ler, 1365 x 768 (WXGA) geniş ekran 30 inç televizyonlar olarak beş yıl içinde gerçeğe dönüşebilirler.

Philips ve Epson ikisi birden özel olarak geliştirilen, piksellerden oluşan arka plan üstüne gelen, birikmiş ışık yayan mürekkeplerden (çözünür polimer OLED maddeleri), mürekkep püskürmeli baskı yöntemleri oluşturarak kendi görüntü birimlerini üretmeyi planlıyorlar. Bu yöntemin ekran üzerine etkisi, görüntü biriminin elektronik sürücüsünü içeren substratın yani taban maddesinin üzerine baskı yapılması şeklinde gerçekleşiyor.

Phillips’in kullandığı yöntem dört adet baskı kafası içeren yazıcı ile toplamda 256 adet olan basınçla çalışan püskürtücü hortum başını içeriyor. Kırmızı, yeşil ve mavi alt-pikseller (pikselden daha düşük), sade biçimde farklı hortum başlarından ateşlenmiş mürekkep damlacıklarından oluşuyor. Baskı kafası üretici firması Spectra ile birlikte çalışan Philips bu sistemi geliştirmelerinin sebebi olarak, 24 inç’ten daha yukarı görüntü birimleri için olduğunu gösteriyor. Seiko-Epson da benzer şekilde bir projeyi kendi 40 inç OLED görüntü birimleri için tasarlıyor. Samsung diğerlerinden farklı bir yaklaşım ile yol almakta. Polimer OLED maddeleri ile çalışmak yerine, küçük moleküllü OLED maddelerini kullanmayı tercih etmiş durumda. Bu çeşit görüntü birimlerinin pikselleri geleneksel olarak kullanılan yöntem ile, OLED maddelerinin desenli maskeleme tabakası üzerinden püskürtülmesiyle oluşuyor. Maskeleme yönteminin performansı zamanımızda birkaç inç ile limitli görünüme sahip. Samsung, organik maddeleri bireysel piksellere dönüştüren karşılıklı ince tabakanın lazer taramasıyla oluşan yeni desenleme yöntemi sayesinde bu problemi kullanarak son teknolojik ürününü geliştirdi.

Seda İrengü / PCTIME Eylül 2004
Trend
Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

The SIMS 2: DNA’ya sahip yeni karakterler


Daha piyasaya çıkmadan tartışılmaya başlanan, tutkunları olan ve oyunseverlerin kalbini fetheden The Sims 2, ilk seriden farklı bir oyun olarak, yepyeni bir macera tadında sizleri bekliyor.


Geliştirilmiş üç boyutlu oyun motoru ile daha gerçekçi ve detaylı bir etkileşimli oyun hazırlayan Maxis yazarları, DNA kavramını ortaya atarak ailenin genişlemesinde rasgele değil tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi belli adımlarla ilerleyen ve gelişen aile bireyleri tasarlamışlar.

Daha derin ve gerçekçi deneyimlere sahip Sim karakteri oyuncunun ilgisine göre gelişerek karakterini ve fizikselyapısını güçlendirirken, meslek ve aile hayatını zenginleştirip geniş ve varlıklı bir aile oluşturmalarına yardımcı oluyor.

DNA’ın yardımı ile karakteristik ve fizikselözellikleriyleherSimatalarına benziyor. Tam bir gerçek yaşam simülasyonu için yaşlanma payını da ekleyen oyunun yapımcıları, yaşlanan Sim’in geçmiş hayatında yaptıklarına göre şiş bir göbek, hafıza güçlüğü gibi fizikselengellerkoyarak,Sim’inişhayatını da düşünerek dolgun bir emekli maaşı da olmak üzere emekliliğe ayrılmalarını sağlamışlar.

Oyuncu Sims 2’yi oynarken yönettiği Sim’in neleri istediğini, ihtiyaçlarını, neyi beğendiğini, ne hissettiğini, gerçekleşmesinden korktukları olayları anlayabiliyor. Çok gelişmiş ara birimi ile oynadığınız Sim’lerin hayatları hakkında kararlara varıp, yaşamlarını mükemmel yapabiliyor ya da ilgilenmezlerse veya özellikle belli kabuslarını gerçekleştirirlerse cehenneme de çevirebiliyorsunuz.

Sims 2’de çok karmaşık duygusal yapıların ve tepkilerin içerikleri ile Sim’lere yapabilecekleriniz çok çeşitli. Evlerinin iç ve dış mimarisini, yaşadıkları mahalleye göre de değişebilen çevrelerini düzenleyebiliyorsunuz. Gözlerinin rengi, çenesinin çıkıklığı, bayan bir Sim’in makyajının ayrıntıları, saç rengi, kesimi, yüz dövmeleri ve maskeleri gibi çok ayrıntılı dış görünüm sağlayabiliyorsunuz. Saçını kıyafetini son şekline getirdiğiniz Sim’lerinizin evlenmelerini, çocuk sahibi olmalarını tıpkı gerçek hayattaki önemli ayrıntılarıyla birlikte izleyebiliyorsunuz.


Bir Sim doğuyor, bebeklilik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik evrelerini tamamlayıp yaşlandıktan sonra ölüyor ve siz bir sonra ki tıpkı Sim’inize benzeyen nesli ile oyuna devam ediyorsunuz.

Sim’inizin hafızası yardımıyla olaylara ve kişilere verdiği tepkilerde çeşitlendirilmiş. Anlık ruhsal durumuna göre yürüyüşü, dans edişi, konuşması ve tepkileri değişebiliyor.

Eşyaların katalog biçimi de kendi arasında daha ayrıntılı kategorilere ayrılmış. Evin tasarımına uygun bir katalog seçip, eşyalarınızı aynı stilde döşeyebiliyorsunuz.

Yemek seçenekleri de çok çeşitlenmiş. Yemeklerinizde kullanacağınız malzemelerin bitip bitmediğini kontrol etmek için buzdolabınıza bakıyorsunuz. İsterseniz telefon ile marketi arayıp ya da bilgisayar yardımıyla internetten sipariş verebiliyorsunuz.

Evinizde veya mahallenizde çalışan hizmetçi, polis, bahçıvan, memur veya hırsızlarla daha geniş ilişkiler kurabiliyorsunuz. İş başında flörtedip,sonrasında evlenebilirsiniz. Ama meslek hayatlarına devam da ediyorlar.

Oynadığınız Sims 2 ailesine ait önemli anları kameraya alabiliyorsunuz. Daha sonra televizyonda bunları seçip ailecek izliyorsunuz.

Büyüyen aile yapısı, nikah, doğum
Sims 2’de oldu bittiye getirilen sade bir nikahla evlenmenize gerek kalmıyor. Limuzin kiralayıp, gelinlik, damatlığınızı, tören şeklinizi seçerek diğer Sim dostlarınızı davet edebiliyorsunuz. Kıskançlık duyan konuk Sim’ler arasında -durun siz evlenemezsiniz şeklinde müdahalede bulunanlar ve olay çıkaran, nikahı engellemeye çalışanlar olabiliyor. Kuzenleriniz dışında akrabalarınızla evlenmenize de izin verilmiyor.


İleride yaşadıkları sorunlar yüzünden geçinemeyen Sim’ler boşanabiliyorlar da. Ama çocuk sahibi iseler, bu boşanma durumu çocuklar üzerinde psikolojik etki yapıyor.

Evlendikten sonra mide bulantıları yaşayan bir bayan Sim, 3 Sim günü hamilelik yaşıyor. Sim karakteri hamile kaldığında, karnı günden güne büyümeye başlıyor. Hamile Sim çok sık acıkıyor ve çok yiyor. Üç gün sonunda ambulans gelip anne adayı Sim’i götürüyor. Çalışan Anne Sim’e üç günlük doğum izni bile veriliyor. Bu izin bitiminde bebeğinize baktığınız zaman otomatik olarak büyüyor ve yürüyebilen bir çocuk olarak devam ediyor, anne Sim’de işine dönüyor.Strange Town kasabasında yaşayan erkek Sim’ler uzaylılar tarafından kaçırılmış iseler onlar da hamile kalabiliyorlar.

Sim’inizin sahip olduğu bebeğin, çocukluğunu, gençliğini, yetişkinliğini ve yaşlılığını yönetiyorsunuz. Oyunda altı farklı yaş grubu yer alıyor.

Yaş Grupları
Bebek (Baby):
The Sims’de alışkın olduğunuz zorlu bebeklik evresi üç gün sürüyor. Bu zaman içersinde bebeğin ihtiyaçlarını karşılamadığınız takdirde bebeği The Sims’de olduğu gibi kaybediyorsunuz. Büyütmek için bazı görevlerinizi yerine getirmeniz gerekiyor. Yetişemiyor iseniz gündüzleri için bir bakıcı (nanny) tutabiliyorsunuz.

2 - 4 yaşında bebek (Toddler)
Bebeklik ile çocukluk arasındaki bu zaman bebeğin yürümeye başladığı zaman olarak düşünebilirsiniz. Beş gün süren bu dönemde yürümesini ve konuşmasını öğretiyorsunuz.

Çocuk (Child)
7 – 8 yaşının görüntüsüne sahip çocukluk dönemi daha uzun bir sürede geçiyor. Bu dönemde okullarıyla ve aktiviteleri ile yakından ilgilendiğiniz zaman gelecek yaşamında yaşayacakları ve başarıları konusunda yetiştirmiş oluyorsunuz. İlgi görmedikleri takdirde uyumsuz davranışlar gösteren çocuklara öğüt verebiliyorsunuz.

Ergen- Genç (Teen)
Her bir yaşam evresi bir öncekinden daha uzun sürüyor, gerçek hayatta olduğu gibi. Eğlenceye ve sosyal ilişkilere önem veren ve ihtiyaç duyan ergen Sim’ler, parti verebiliyorlar. Geceleri evden gizlice kaçıp arkadaşlarına eğlenmeye gidebiliyor, odasından gizlice telefon görüşmeleri yapabiliyorlar. Hatta gece gezmelerinde polis tarafından tutuklanabiliyorlar da. Romantik flörtilişkileriniçoksevenergenSim’leryedi adet olan özel kariyer seçeneklerinden biri seçebiliyorlar.

Yetişkin (Adult)
The Sims’den bildiğimiz genel yaş seviyesi olan yetişkinlerin ihtiyaçları da temel olarak bir önceki The Sims ile aynı gidiyor. Her biri on seviye olan 18 ayrı kariyeri seçebilen yetişkin Sim’ler, meslek hayatlarında ilerlediklerinde evlerinden helikopter ile alınabiliyorlar. Geniş bir aktivite listesine sahipler.

Yaşlı (Elderly)
Gençlere oranla konfora daha çok ihtiyaç duyan yaşlı Sim’ler, kariyerlerine devam edebiliyorlar. Her biri üç seviye olan toplam yedi kariyer seçeneği mevcut. Emekli olduklarında emekli maaşı alabiliyorlar. Yaşlı erkek Sim’ler çocuk sahibi olurlarken, yaşlı Sim kadınlar olamıyor.

Benzersiz Sim karakteri oluşturmak
“Create-a-sim” aracılığıyla saç, sakal şeklinden kaş rengine, burun kemiğinden dövmesine kadar, daha genişletilmiş kombinasyonlar ile, kendinize özgü birbirine hiç benzemeyen milyonlarca ayrı Sim elde edebiliyorsunuz.

Özellikle yüz hatlarında yüzlerce alternatif düşünüldüğünde kombinasyonlarınız çok çeşitli olabiliyor. Komando veya aslan gibi boyanmış bir yüz veya kelebek konmuş görüntüsü veren bir sürat ile daha farklı Sim’ler oluşturabilirsiniz. Gözlük ve bıyık, sakal alternatiflerinideunutmayalım.

Soy ağacı ve çok çeşitlenmiş karakterler
Sims2’nin özelliklerinden biri de, her bir Sim ailesinin bir soy ağacına sahip olması. Aile genişledikçe üçüncü dereceden akrabalara kadar her Sim oyuna dahil oluyor.

Akrabalar dışında kalan diğer Sim veya Sim aileleri aynı ev içersinde birbirinden farklı soyadları ile de yaşayabiliyorlar. Bir evde yaşayan Sim’lere verdiğiniz karakterler ile aynı DNA’larla gelen bir sonraki nesil Sim’leri yetiştirme tarzınız, ileride ailesinden farklı karakterlere sahip bireyler olmasını sağlıyor. Aileye katılan yeni birey, yaşadığı ev ortamında ki huzura göre karakterini geliştirebiliyor ya da tam tersi kötü ve negatif anlamda yetiştirildiğinde kabusları fobilerine dönüşüyor ve zor bir hayat geçiriyorlar. Ebeveynlerinden biri öldüğünde ya da ayrıldığında yaşamını bunun eksikliği içinde geçiren çocuk Sim, yetişkin olduğunda içine kapalı veya savruk olabiliyor. Aileden ayrılmış rahmetli üyeler, hayalet olarak sizi evinizde rahatsız edip, rahat bırakmadıkları oluyor. Özelikle de mezar ziyaretlerine gitmediğiniz zaman.

Hayaletlerden korkan hatta ödü kopan Sim’ler o an kalp krizi geçirip ölebiliyorlar. Azrail kılığında olan Grim, sevdiğinin ölmemesi için yalvaran Sim’i dinleyip, cep telefonu ile yetkili kişiyle! Bağlantı kuruyor. Cevap olumlu ise Sim yaşamaya devam ediyor. Eğer olumsuz cevap alınırsa görevini tamamlamak için cep telefonunu kapatan Grim yukarıdan inen ışık süzmesi ile birlikte Sim’i de yanına alıp yukarıya süzülüyorlar.

Yaşam başarısı ile gerçek hayat mutluluğu
The Sims 2’de oyun motorunda yer alan teknolojilerden bir diğeri; “Life Score”. Hayatının her dakikasında Sim’inize rehberlik etmeniz sonucunda, Sim’inizi yönetim şeklinize göre bir yaşam skoru belirleniyor. Bu şekilde Sim’lerin hayatı boyunca yaşadıklarının bir zafer veya başarısızlık olup olmadığını anlayabiliyorsunuz.

Oyuncular Sim’lerinin bebekliğini, gençliğini ve olgun bir Sims oluşunu görebiliyorlar. Hayatlarındaki ilk adım, ilk kaza, evlilik töreni gibi önemli anlara da şahit olabiliyorsunuz. Yaşanılan pozitif ve negatif olaylar puanlandırmada önemli rol oynuyor. Oyun süresince Sim’lerinizin yaşam skorlarına göre hareket etmelerini sağlayıp daha başarılı ve daha mutlu bir Sim olmalarını sağlayabiliyorsunuz.

Çok geliştirilmiş oyun motoruna dahil olan yepyeni bir özellik de, karakterlerinin, yaşamlarına inanılmaz derecede entegre ve detaylı olması. Geçmişte yaşanılan anılar ilerki hayatında acı hatıralar olarak yer alabiliyor.

Oynadığınız Sim karakteri yaşlanıp öldüğünde çocukları ve torunları gibi evin diğer bireyleri ile oyuna devam ediyorsunuz. “Life-Cycle” dedikleri özellikle, bu yaşam döngüsü içinde hiç bitmeyen bir oyun sizinle birlikte ilerliyor. DNA’ların yardımı ile size benzeyen çocuklarınız, yeğenleriniz hatta torunlarınız oyundaki kalıtsal özelliklerin harika bir sonucu.

DNA olarak sık sık bahsettiğimiz bu özellikten biraz bahsedelim. DNA dediğimiz genetik özellikler bir sonraki nesil doğan bebek Sim’e fizikselgörünüş,kişilik ve kariyer başarılarını/başarısızlıklarını aktarıyor. Akraba olan Sim’ler aynı şeklide aynı şeylere tepkiler veriyor. Şayet ikiz olan Sim’leriniz varsa DNA’ları aynı olmakla birlikte yaşam deneyimleri farklılık göstereceğinden her olaya farklı tepkiler gösterebiliyorlar. Baskın ve çekinik genler The Sims 2 ’de de aktif işliyor, anneye yada babaya daha çok benzeyen Sim olabiliyor.

Davranış biçimleri ve tembellik
Ev içinde, önceki Sims sürümünde sadece yangın çıktığında panik yapmaları hariç, gerçekleşen olaylara karşı tepkisiz kalmayan Sim’ler artık The Sims 2 ile duyarsız değiller. Bir odaya giren Sim’e bakarak gülümseyebiliyor ve yaptıkları bir hareket karşısında tepkilerini o an dile getirebiliyorlar. Örneğin aynı masada yemek yiyen Sim’ler, masada birinin yemeğini sesli ve sıçratarak yemesi sonucunda iğrenip masayı terk edebiliyorlar.

Sosyallik bakımından zayıf kalan veya terk edilen bir Sim sinir krizi geçirip depresif olabiliyor. Bu durumda saçmalayan Sim’in yardımına psikolog kılığında çılgın görünümlü biri yetişiyor ve kendince tedavi etmeye çalışıyor.

Spor yapmadan, dans etmeden, yediklerine dikkat etmeden yaşayan Sim, belirgin biçimde kilo almaya başlıyor. Özel rejim için ekmek yiyerek, ev içinde televizyon veya müzik seti önünde spor yaparak, aletlerle çalışarak ya da dışarıda koşarak kilo verebiliyorlar ve form tutabiliyorlar, hatta kaslı yapıya sahip olabiliyorlar. Yaşlanan bir Sim koltukta daha fazla zaman geçirmeye başlıyor.
Yaşam merkezleri ve kasabalar
Önceki oyun The Sims gibi sadece iki katlı olabilen evlere mecbur bırakılmıyorsunuz. Üç katlı, teraslı hatta bodrum katı olabilen evler, dış mimarisi olarak da çok çeşitli. Derenin iki yakasında oturmayı tercih eden Sim’ler için dere üstünde köprüsü olan şık kocaman bir malikanede yaşayabiliyorlar.

The Sims’in “Unleashed” genişleme eklentisinde yer alan Old-Town da olduğu gibi yaşam alanı evler ile mağazalar ve dükkanlar aynı kasaba içinde yer alıyor. Alışveriş veya gezinti için taksi çağırabiliyorsunuz. Haritadan istediğiniz merkeze sizi götürecek sarı taksinize biniyorsunuz.

Havuz, kuyumcu, butik, çiçekçi, kafe gibi dükkanlara istediğiniz saatte gidebiliyorsunuz. İstediğiniz şehir merkezine, kasabaya veya Sim arkadaşınıza gitmek için hala araba kullanamıyorsunuz. Ama bir telefon uzaklıkta 24 saat çalışan taksiniz sizi istediğiniz yere götürebiliyor. Bir arkadaşınızı eve davet ettiğinizde onu taksiyle alabiliyorsunuz.

Yaşayabileceğiniz birbirinden çok farklı üç ayrı kasaba mevcut. İlk kasabamız, The Sims’den tanıdığımız Pleasantview. Kasaba hala Goth ailesine ev sahipliği yapıyor. Bella ortadan kaybolmuş Mortimer ise kızı ile birlikte yaşıyor. Mortimer’i eşinin yokluğunda daha zengin ve çapkın bulduğumuzu da ekleyelim. İkinci olan Strangetown ise adından da anlaşılabileceği gibi tuhaf ba. Arizona’daki Roswell kasabasından esinlenerek yapılmış olan Strangetown’da çok dikkatli olmanız gerekiyor. Roswell kasabasının UFO’ların sık olan ziyaretleri konusunda söylentileriyle meşhur olduğunu unutmayın. Üçüncü kasabamız Veronaville ise kan davasının hüküm sürdüğü, Shakespeare’in klasiklerinden “Romeo ve Juliet” romanından esinlenmiş karakterlerin yaşadığı bir kasaba. Konuşulan dil bile bu kasaba da farklı diyaframdan gelen sesleri ile kitaptan fırlamış gibi duran karakterleri burada tanıyabilirsiniz.

KÜNYE
Oyun adı: The Sims 2
Yapımcı: Maxis, http://www.maxis.com
Yayıncı: Electronic Arts (EA), http://www.ea.com
İthalatçı: Aral İthalat Ltd. Şti.
Web adresi: http://thesims2.ea.com
Multiplayer: Yok
Tür: Simülasyon & Strateji
Sistem: PC

Puanlama:
Genel : 90
Grafik:95
Ses : 85
Oynanabilirlik : 90

+ : Çok detaylı ve geniş etkileşimli karakterler ve olaylar, limitsiz ayarlanabilirlik ve genişletilebilirlik özellikler.
- : Çetin ceviz oyuncular için zayıf kalan kamera ayarları, duvar ve yer kaplamalarının henüz düzenlenememesi.


Seda İrengü / PC TIME Ekim 2004
Oyun
Read More 1 Comment | Yazar seda irengü özmen | edit post

Onların savaşı, bize ders - 2

Onların Savaşı, Bize Ders - 1
Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

Onların savaşı, bize ders - 1



8 yaşında okuduğum ilk fantastik roman Alice Harikalar Diyarında ile başlayan farklı boyutlara olan yolculuğum, beni sonrasında hiç bırakmayacağım yeni dünyalara kapılar açmıştı.

Özellikle Bilim Kurgu ve Fantastik türlerinde olan kitaplarla başlayan, sonrasında oyun, çizgi roman, çizgi film, anime, FRP ile devam eden seyrüsefer maceralarım sırasında pek çok hayali kahramanlarla tanıştım. Her birinin farklı hikayesi, farklı dünyaları ve en önemlisi verdikleri farklı öğretileri, mesajları vardı.

Süper olan, olmayan tüm kahramanların hayat hikayeleri sadece sevenlerine yardımcı olmadı elbette. Özellikle 2000'lerin Hollywood'unda artık tamamıyla tükenen senaryo ve hikaye sorununa hızır gibi yetişen kahramanlar, paraların su gibi aktığı bütçeleriyle, hararetli gişe hasılatlarının yapılmasını da sağlamış oldular.

Birbiri ardına çekilen çizgi roman, çizgi film uyarlamaları, gişede hikayeleri kuşa çeviren yapımcılarını sevindirirken, hayranlarını büyük çoğunlukla hüsrana uğrattı. Günümüzün sinema izleyicisine tüketici gözüyle bakan film endüstrisi, beyazperdede görmek istenileni değil, bir sinema bileti karşılığında iki saatlik aksiyon ve efekt şöleni sunmayı uygun görüyor. Çoğunlukla karakterlerden bağımsız gelişen hikaye anlatımıyla ilerleyen, verilmesi gerekenleri adeta bir anda uçup giden sabun köpüğünün üstüne yerleştiren, bir mesaj verebilme kaygısını da yer yer taşıyan uyarlamalar oldu bu filmler.
Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

Hedef: Küresel Aydınlanma

Tüm dünyada küresel ısınmada aktif rol oynayan büyük fabrikaların sahiplerinden biri olan teknoloji devlerinden Philips, enerji verimliliği konusunda mücadele ederek ve çözüm üretmek adına çeşitli projelere imza atıyor. Kamuoyunu bilinçlendirmeyi amaçladıkları “Hedef: Küresel Aydınlanma” projesi İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü tarafından da destekleniyor.

Bilinçlendirme projesinin amaçları arasında küresel ısınma ve enerji verimliliği konusunda bireyleri bilgilendirmek, evlerde uygulanabilecek basit ve etkili önlemleri aktarmak ve yeni önlemlerin geliştirilmesini teşvik etmek yer alıyor. www.kureselaydinlanma.com adresinde bulunan ve Philips yetkili bayileri ile zincir mağazalardan da tedarik edilebilecek formu dolduranlar ile küresel ısınmayla mücadele için evlerinde aldıkları önlemleri paylaşanlar da projeye dahil olabiliyorlar.

Bilinçlendirme projesine katılanların önerdikleri küresel ısınmayı engelleyici önlemler arasında güneş enerjisinden faydalanmak, çöpleri türlerine göre ayrıştırmak, yemekleri düdüklü tencerede pişirmek ve atık suları bahçe sulama veya balkon yıkamada kullanmak gibi ilginç ve uygulanabilir öneriler bulunuyor.

Küresel Aydınlanma sitesine giren Hedef: Küresel Aydınlanma bilinçlendirme projesine katılan ilk 4 bin kişinin adına Philips tarafından fidan dikilerek TEMA Vakfı’nın ağaçlandırma çalışmalarına da destek olunuyor.

Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

Emekleri sömürenler

"Emek" olarak tanımını yaptığımız, ama sahip olanlar için daha çok anlam yüklü bir kazanımın ne yazık ki ülkemizde hiç bir değeri yok. Tıpkı diğer kıymetli "üretmek", "yaratıcı olmak", "fark yaratmak", "tecrübe sahibi olmak" gibi faziletlerden herhangi birine sahip olmayanların hiç bir zaman kavrayamayacakları gibi..

Yozlaşan, üretmekten aciz, kafa yormayı zaman kaybı sayan, beceriyi uyanıklıkla karıştıran, kuralları hiçe sayan ve ahlaki değerleri çökmüş insanlardan oluşan bir toplumun içinde yaşadığımız için, emek sarfeden herkesin başına gelebilecek bir durum.

"Emek hırsızlığı"; En saygınından, en yaygınına ülkenin her meslek dalında benimsenmiş olması ile birlikte, buna maruz kalan ya da her gün şahit olan insanlar da tepkisiz kalarak bu salgın hastalığın pençesine kendini de kaptırıyor.
Doğru söyleyeni değil çalışanı, üreteni, emek vereni dokuz köyden kovuyorlar artık bu ülkede..

On küsür senedir, İnternette bilginin paylaştıkça çoğalıcağına inanlardan biri olarak, paylaştıkça kopyalanacağı bir zamana bu kadar çabuk geleceğimizi hiç tahmin etmemiştim.

İlköğretim, lise öğrencilerinden tutun da, üniversitelerde öğretim görevlilerine kadar pek çok kişi ödev, tez hazırlarken İnternetteki bilgileri kaynak belirtmeden, hiç çekinmeden hatta bazen virgülüne bile dokunmadan aynı imla hatalarını ve düşük cümleleriyle birlikte alıp en yaygın hastalığı, "c/p" kopyala/yapıştır'ı uygulamaya geçiyor.

Bunun çözümü yine bireylerden geçiyor. Duyarlı olarak, üreten ve düşünen insanın daha değerli olduğunun bilincini çocuklarımıza öğretmekten başka çare yok. Emek hırsızlarının, kendilerini kandırarak bir yere varamayacaklarını bilmeleri gerek.

Güncelleme:
İnternette yayınlanan kişisel günlük sitelerinden izin alınmadan başka sitelere kopyalanan yazı ve görsel içeriklerin hem ihbarı hem de takibi için artık harika bir oluşum bulunuyor: Utanç Duvarı!

Image Hosted by ImageShack.us

Utanç Duvarı'nın amaçları :
- bilinçli olarak yapılan fikir hırsızlığının önüne geçmek,
- bilinçsizce başkalarına ait siteler, forumlar ya da kendilerine gelen e-postalar aracılığıyla ulaşan yazıları alıntı yapmadan bloglarında kullanan insanları uyarmak.
Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post

Başlamak

"Kazanmak için oyunda kalmanız gerekir."
Claude M. Bristol
Read More 0 yorum | Yazar seda irengü özmen | edit post
Daha Yeni Kayıtlar Ana Sayfa

Düşüstü Bilgisever

  • Teknotronik
      Teknoloji ve hayatıma dair..
  • Editör

    Fotoğrafım
    seda irengü özmen
    Evliyim ve aşığım. Sigara kullanmıyorum, konuşmayı ve yazmayı seviyorum, rüyalarımda dahi düşünemeden durduğum 1 saniye daha görülmemiştir...
    Profilimin tamamını görüntüle

    Etiketler

    Blogumulus by Roy Tanck and Amanda Fazani

    Paylas

    AddThis Feed Button
    feedburner

    İzleyiciler

    Tweet takip kuşu

    Lisans

    Creative Commons License
    "Bazı Hakları Saklıdır 2007 - 2009"
    Bu blog içersinde yer alan yazıların tümü "Creative Commons Attribution - Noncommercial - No Derivative Works 3.0" tarafından lisanslanmıştır. Bu blog içersinde yer alan, sahipleri tarafından üretilen yazıları ve görselleri yukarıdaki lisansın şartlarına bağlı kalarak kopyalayabilirsiniz. Eser ve görsellerin sahibinin adı ve web adresi belirtilerek, hiç bir kopyası ticari amaçla kullanılmadan ve orijnalleri korunarak başka alanlarda yer alabilir.

    Blog Arşivi

    • ►  2009 (11)
      • ►  Haziran (4)
      • ►  Ocak (7)
    • ►  2008 (35)
      • ►  Aralık (3)
      • ►  Kasım (2)
      • ►  Ekim (3)
      • ►  Eylül (1)
      • ►  Ağustos (1)
      • ►  Temmuz (1)
      • ►  Haziran (2)
      • ►  Mayıs (5)
      • ►  Nisan (5)
      • ►  Mart (8)
      • ►  Şubat (2)
      • ►  Ocak (2)
    • ▼  2007 (12)
      • ▼  Aralık (1)
        • Zaman kazandıran 10 taktik
      • ►  Kasım (4)
        • Facebook ile sosyal medya savaşları
        • iPod uyumlu ev/ofis mobilyaları
        • Bilgisayarımdaki casuslara nasıl bir son veririm?
        • Spyware; Ajanlarla Bilgi Savaşı
      • ►  Ekim (1)
        • Organik ekran: OLED
      • ►  Eylül (1)
        • The SIMS 2: DNA’ya sahip yeni karakterler
      • ►  Temmuz (3)
        • Onların savaşı, bize ders - 2
        • Onların savaşı, bize ders - 1
        • Hedef: Küresel Aydınlanma
      • ►  Şubat (2)
        • Emekleri sömürenler
        • Başlamak
  • Arama






    • Ana Sayfa
    • Blog RSS
    • Yorumlar RSS
    • ..

    © Copyright Dü$üstü Bilgisever. All rights reserved.
    Designed by FTL Wordpress Themes | Bloggerized by FalconHive.com

    Başa Dön