Sony Walkman’den iPhone’a, Apple iMac’den Nintendo Wii’ye kadar uzanan son otuz yılın marka olmuş teknolojileri.
Jonathan Ive tarafından tasarlanan rengârenk iMac, yumurta biçimli görünümüyle oldukça dikkat çekici idi.
6
Apple iMac (1998)
1997 yılında piyasaya çıkan iMac, devrim yaratan özellikleri ve son derece modern görünümüyle, ev kullanıcısına yönelik Apple’ın unutulmaz bilgisayar serisi. Son on yılda en çok sözü geçen ve en etkili tasarımlardan birine sahip orijinal iMac, bilgisayar dünyasının tıknaz ve şık görünümden uzak, bej ve siyah renkteki sıkıcı görüntüleri arasında cıvıl cıvıl renkleriyle, genç, modern ve oldukça farklı bir portre çiziyordu. Yenilikçi ve çağdaş tasarımıyla kullanıcıları için en iyiyi ve güzeli yapmaya çalışan az sayıdaki makine üreticisinden biri olan Apple, iMac‘in ilham veren tasarımı ile sadece bilgisayarları değil, beyaz eşyadan, mobilyaya kadar farklı alanlardaki objeleri de etkiledi. Böylece Apple da iMac ile kendi tılsımını yeniden keşfetmiş oldu. Son zamanların diğer tasarım simgeleri olan iPod ürünleri ve tabii ki iPhone için güvenle birlikte platform da sağladı. iMac masaüstü bilgisayarları da gelişerek yanına Apple'ın üst düzey kullanıcılar için çıkarmış olduğu Mac Pro’ları da ekleyerek seriyi daha da ileriye götürdü.
Şimdiki P2P programlarına oranla basit bir ara yüze ve ayar gerektirmeyen kolay kurulma sahip Napster, ülkemizin ilk geniş bant! internet bağlantısı KabloNet ile gençlerimize oldukça iyi hizmetler vermişti.
7
Napster (1999)
Bugünün nötr online şarkı satıcısı olan Napster değil, orijinal olan dünün, eğlenceli ve paylaşımcı Napster’ı. Eğer Metallica’yı bu kadar kızdırmamış olsalardı, varisleri bu kadar çok artmayacak, bu kadar çeşitlenmeyecekti belki de. Yeni nesil P2P kullanıcılarının San Francisco’lu metalcilere teşekkür etmeleri gerek. Napster da zamanının en iyi çoklu arama motoruna sahip, yüksek bant paylaşım sağlayan, kullanımı oldukça basit ve fazlasıyla kullanışlı yardımsever bir yazılım idi. AudioGalaxy de Napster’da aradığını bulamayanlar için en iyi underground eserlerin paylaşıldığı ikinci P2P programıydı. İnternet tabanlı olduğu için Napster’dan biraz daha fazla dayanabilmişti. Belki de Napster olmasaydı Joost, iTunes, iPlayer, Bittorrent hatta belki de Skype bile olmayacaktı. Bir öğrenci tarafından yazılmasına rağmen, zamanında basit ama yeterli bir arabirim sundu.
iTunes ile birlikte dijital müzikte yeni bir dalga başlatan Apple iPod, MP3 ya da müzikçalar cihazlarına halk arasında adını da vermiş oldu.
8
Apple iPod (2001)
Sony Walkman veya Discman’lerimizde müzik dinlerken ve dinlediklerimiz sadece çantamızda taşıdığımız albümlerle sınırlıyken, sevdiğimiz bütün albümleri tek bir kutuya sığdırabileceğimiz küçücük cihazların hayatımıza gireceğini tahmin edemezdik. Ama nihayetinde müzik teknolojisinde bir devrim niteliği taşıyan sıkıştırma formatı karşımıza çıktı: MP3. Müzik de MP3 çalarlar vasıtasıyla hayatımızın ayrılmaz birer parçası haline geldi. MP3 formatında olmasa bile dijital sıkıştırma yöntemiyle dinlenebilen müzikleri oynattığımız cihazlar, Apple’ın dehası Steve Jobs’ın da sayesinde, çok kısa bir zaman zarfında ” iPod” olarak tüm dünyada adlandırılmaya başlandı. Yani bir markanın bir süre sonra ürün ismine adını vermesi gibi, MP3 çalarlar da iPod adıyla anılmaya başlandı.
Oyun Konsolu dünyasının uzun aralıklarla yenilendiği düşünürsek, Nintendo Wii’nin hareket algılayıcılı Kumandası (yani Wiimote) resmen çağ atlamış oldu.
9
Nintendo Wii (2006)
Mario Bros'un yaratıcısı Nintendo'nun son oyuncağı ve Nintendo GameCube’un doğrudan varisi olan Wii, son jenerasyon oyun konsolu olarak, evde oyun oynamayı daha eğlenceli kılarken, aynı zamanda aktivitelerine ailecek bir katılımı sağlıyor. Yani sadece oyun değil, akşamları televizyon başında geçiren evlerin neşesini yerine de getiriyor. Nintendo Wii, grafik ve yüksek çözünürlük gibi Sony PlayStation3 ve Microsoft Xbox 360 ile yarışmak konusunda çelimsiz gibi görünüyor olsa da, aslında tüm konsolları hatta tüm oyun eğlencelerini açık ara sollayabilecek gizli bir silaha sahip: Wiimote!... Wii’nin kumandası tüm kumandaların önüne geçerek, ev içinde tehlikeli olabilecek çeşitli büyüklüklerdeki toplarla oynanan bowling, tenis, golf, futbol gibi dış mekan oyunlarını gerçeğe yakın hareketlerle oynamanızı sağlıyor. Kumandasının hareket algılayıcıları sayesinde aile ve arkadaşlar arasında çok eğlenceli mücadeleler yaşanabiliyor. Hızölçere sahip Wiimote, küçücük silikon ağırlıkların hassas sıçrayışlara yanıt vermesiyle birlikte devreye girerek, sallama veya titretmeyle ağırlıkların yer değiştirmesi sayesinde işlevleri oyuna aktarabiliyor. Şimdilik el ve kollar başta olmak üzere pek çok çeşitte oyunu rahat hareketlerle oynayabiliyorsunuz. Davul çalabilir, kankanızla karşılıklı pinpon oynayabilirsiniz.
Dokunmatik kontrol ve kullanım sistemine yenilik katan iPhone, akıllı telefon özelliklerinin yanında zengin multimedya desteği de sunuyor.
10
Apple iPhone (2007)
Elbette, iPhone’da bilmediğimiz yeni bir özellik yok. Hem de kronolojik sıralamamızda sonda yer aldığı için neredeyse sıfır kilometre. Tabi ki tasarımı bakımından yine bir Apple güzeli, şüphesiz. Apple nede iyiyse iPhone’u da hepsiyle donatmış. İnternet, e-posta işlevselliği, tam multimedya desteği, haritalar ve daha niceleri bir telefonda toplanmış. Fakat MP3 çalarlar artık eskisi kadar popüler değil. Buna sebep, multimedya özellikleri olan cep telefonları utansın. Cep telefonlarında artık neredeyse standartlaşan bir özellik de MP3 çalar fonksiyonelliğini taşıyor olmaları. Şimdiye kadar cep telefonu üreticilerinin canı sıkılmıyordu. Ama bir MP3 çalar bu sefer onların alanlarına girdi. Apple iPhone, diğer cep telefonlarının yanında açık ara son derece zarif ve ince, çoklu-dokunmatik ekran, sezgisel kullanıcı ara yüzü gibi ekstra özellikleri ile de kabus gördürecek cinsten. Cep telefoncuları ve diğer medya çalarlar için şimdi oyun başlasın…
Öncesi için..
Seda İrengü Özmen / digitallife Mart 2008
Makale / Dosya